Panik Atağın Etkileri
Panik atak çok gürültülü ve şiddetli fiziksel belirtilere neden olmasına rağmen, örneğin şiddetli kalp atımları, ani yükselen ya da düşen kan basıncı vb. gibi, ilginç olarak hemen hiç bir fiziksel hasara ya da organik bir hastalığa neden olmaz. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir ama tıbbi kayıtlar bunu göstermektedir. Panik nöbet nedeniyle ölmüş ya da panik bozukluk stresi nedeniyle intihar etmiş bir hastaya dair de hiçbir kayıt yoktur. Yine panik ataklı bireylerin en büyük korkularından biri olan aklını yitirme ya da delirme korkuları da geçersizdir. Çünkü hiç bir panik bozukluklu birey, daha ciddi bir psikiyatrik bozukluğa, örneğin şizofreni vb. gibi, sürüklenmez. Aslında bu yönüyle insanı oldukca sağlıklı tutan bir hastalıktır. Ayrıca bir çok panik ataklı birey, panik nöbet geçirme korkusuyla, sigarayı, içkiyi ya da tuzu şekeri kestiğinden, sık tıbbi tahlil yaptırdıklarından dolayı oldukça sağlıklı ve uzun bir ömür yaşama şansına sahip olur. Ancak hastalığın psikososyal zararı büyüktür.
Panik bozukluk, kişinin psikolojik kurgusuna yerleşmeye başladığı andan itibaren bir çok davranış ve tutumu etkiler. Bir çok kişi panik atak olduktan sonra kendini eskisi kadar iradeli ve güçlü hissetmediğini, argo bir deyimle ‘ çaptan düştüğünü ‘ söyler. Bu hastalarda, artan korkuları ve öfkeye karşı zayıflık nedeniyle, çabuk kaçınma, çabuk tepki gösterme sonra da kendini suçlama ya da pişmanlık geliştirme gibi davranış ve düşünce dizinleri ortaya çıkabilir. Bu değişiklikler özellikle yakınları ile ilişkisine olumsuz yansır. Kaçınmalar gelişmeye başladığı zaman ise kişinin hayat alanı daralır, genel işlevselliği azalır ve kendine güveni düşer. Gelişen fobileri nedeniyle örneğin toplantı fobisi, topluluk önünde konuşma fobisi ya da uçak fobisi gibi, bir çok kişinin iş performansı olumsuz etkilenmeye başlar. Panik atak kronikleştikçe kişinin iradesini ve güvenini zedeleyici etkisi belirginleşir, farklılaşmışlık duyguları, yalnızlık duyguları kuvvetlenebilir ve depresyona sürüklenme ihtimali artabilir. Bir çok kişi kronik panik atağı nedeniyle çapının altındaki hedeflere razı olma, kendinden daha yetersiz insanlara muhtaç olma ya da etkisi altına girme gibi dramatik durumlara düşebilir. Sonuç olarak, panik bozukluk uzun süre yaşandıkça kişinin hayatını kendi rengine boyamaya başlayabilir.